• A
  • A
08.08.2009
Anonim
Öykü

Azrâil'den Kaçan Adam

Hz. Süleyman'ın hüküm sürdüğü devirlerde, Hz. Süleyman meclisinde divan kurulur ve sohbetler ederlerdi. Hz. Azraîl de onun meclisien katılır, sohbetini dinlerdi.


Yine böyle sohbetlerden birinde, Hz. Azraîl, mecliste bulunanlardan birine hayretle ve ısrarla bakınca, adamcağız Hz. Süleyman'ın huzuruna çıkar. Benzi sapsarı, korkudan tir tir titrer bir halde, Süleyman aleyhisselâmdan kendisine yardım etmesini ister. Hz. Süleyman bu adama sorar:
''Ne oldu sana böyle? Seni bu kadar korkutan şey nedir?''

 

Adamcağız nefes nefese: ''Azrâil bana öyle öfkeli baktı ki, canımı alacağından korktum. Koşup sana geldim.''

 

Hz. Süleyman, ''Peki, benden isteğin nedir?'' der. Adamcağız, ''Ey canları koruyan adaletli padişah! Senin hükmün rüzgâra geçer, emret de beni Hindistan'a götürsün. Bel ki o zaman canımı kurtarırım'' der. Süyelman aleyhisselâm rüzgâra, adamı istediği yere bırakmasını emreder. Rüzgâr adamı Hindistan'ın iç taraflarında bir yere uçurarak bırakır.

 

Ertesi gün divan kurulur ve herkes Hz. Süleyman aleyhisselâmın huzurunda toplanır. Hz. Süleyman Azrâil'e, ''Dün bana bir adam geldi. Kendisine öfkeyle baktığını söyledi. O müslümanı evinden barkından, çoluğundan çocuğundan uzaklaştırmak için mi öyle baktın? Sebebi nedir?'' der.

 

Azrâil, ''Ey Süleyman! Ben ona öfkeyle değil, şaşkınlıkla baktım. Çünkü Cenâb-ı Hak bana, "O kulumun canını bugün Hindistan'da al" diye emir buyurmuştu. Ben de o adamı burada görünce şaşırarak kendi kendime, "Bu adamın burada ne işi var? Yüzlerce kanadı olsa Hindistan'a varması çok zor" dedim. Onun için adama tuhaf ve şaşkınlıkla baktım. Fakat Hindistan'a gittiğim zaman adamı orada buldum, ve vazifemi yerine getirdim'' diyerek Hz. Süleyman'ın sorusunu cevaplar.

 

Mesnevî'den

 

Yorum yazabilirsiniz.

Yorumlarınız onaydan sonra yayınlanacak olup eposta adresiniz sitede görünmeyecektir. Lütfen hakaret içeren sözler yazmayınız.
0.007 sn.