• A
  • A
23.08.2009
Kavram

Bir Dua Olarak 'Selamün Aleyküm'

Giriş - Hissetme

Bu yazıları kendi hayatımda yaşadığım, gerek çevremde bulunan gerekse gözlemlediğim insanların tümüne yakınında gördüğüm basma-kalıp bir hale gelmiş ve gerçek anlamı hissedilmeyip yüzeyde kalmış sözler için yazıyorum.


Çoğu kez benim de kullandığım ve beni de rahatsız eden bu sözlerin ve kavramların gerçekten hissedildiğinde ne kadar güzel olduğunu fark ettim ve bunları paylaşmak istedim. Rabbim inşallah birçok şeyi hissederek, farkında olarak yapmayı bize nasip eder.

 

'Selamün Aleyküm'

Hepimiz günlük hayatın içinde farklı selamlama sözcüklerini kullanırız. ‘Merhaba', ‘günaydın', ‘iyi akşamlar', ‘selamün aleyküm' gibi ortama, zaman ve kişilere gore değişebilen bu selamlar kişinin dindar olup olmadığına bile işaret edebilirler bazen. Zîra ehli din Allah'ın selamı olan ‘selamün aleyküm'ü tercih ederken, modern yaşamda ‘selam, merhaba, iyi günler, günaydın' şeklindedir genellikle.

 

Gerek dinî, gerekse modern olsun bu selamların tümüyle ilgili ciddi bir problem vardır bence. Aslen her bir selamlama sözcüğünün bir mânası olması gerekirken bu sözcükler zaman içinde mânalarını neredeyse tamamen yitirmişler ve bir ortama girilince söylenilmesi gereken sözler olarak kalmışlardır. Bunlar ezberlenmiş ve şuursuzca söylenen sözlere dönüşmüşlerdir bizim için. Çünkü, böyle öğretilmiş ve gösterilmiştir bize.

 

Bir ortama girilince selam verilir. Sabah ise, ‘iyi günler, günaydın ve merhaba', öğlenleyin ‘tünaydın', akşam ise ‘iyi akşamlar ve iyi geceler' denir. Ya da bu selamlama ‘selamün aleyküm' ve 'aleyküm selam' şeklindedir.

 

Kısa bir süre önce selam ile ilgili başımdan geçen bir hadise üzerine, dünyamda farklı ve çok hoş bir açılım meydana geldi. Söylediğim gibi daha once, selamlamanın bir ortama girilince söylenilmesi gereken bir sözden öte bir anlamı yoktu benim için ve ben de ekseriyetle ‘merhaba, günaydın, iyi akşamlar' vs gibi sözleri daha çok kullanırdım. Sonraları Allah'ın selamı olduğu için ‘selamün alyküm'ü tercih etmeye başladım ama, rahatsızlık hissetmekten de kendimi alamıyordum. Çünkü söylemiş olmak için söylüyordum. İçime sindirememiş olsam da en azından Allah'ın selamı olduğu için söylemeye devam ettim.

 

Derken sıkıntılı ve zor bir dönemde -ki insan için en meyveli ve inkişaflı dönemler bu dönemlerdir ve farkındalıklara bu dönemde ulaşılıyor- ‘selamün aleyküm'ün daha önce fark etmediğim, ama aslında olması gereken geçek anlamı açılıverdi dünyamda. İşlerimin çok sıkıntılı gittiği, her gün birçok aksiliğin ve huzursuzluğun olduğu bir dönem geçiriyordum, bunalmıştım. İşlerimin berekete ve yardıma, benim ise sarpa sarmış işlerimi toparlayabilmek için selamete ve dinginliğe ihtiyacım vardı. Işte bundan dolayıdır ki, işyerinin kapısından her girişimde -orada kimseler yokken mekana selam vermek kastıyla- ‘esselamün aleyküm rahmetüllahi ve bekâtühû' diyerek dua etmeye başladım.

 

İşte o günlerde bunun bir dua olduğunu ve bu duayı hissederek söylediğimde ne kadar muhteşem bir his olduğunu anladım. ‘Selamün aleyküm' bir duaydı kesinlikle. Selamet, rahmet ve bereket duası... Sen bu duayı karşındaki insanın içinde bulunduğu mekan ve o mekanın içindeki herkes için yaparken, onlar da sana ‘aleyküm selam' diyerek geri dua ediyorlardı.

 

İşte o zamanlardan beri ‘selmün aleyküm' bir selamlama sözcüğü olmaktan çıkıp sindirerek ve her gün defalarca ve keyifle söylediğim bir dua haline geldi. Çoğu zaman bu duayı ‘selamün aleyküm' olarak kısaltıyor olsak da içimden ve kalbimden rahmet ve bereket duasına devam etmeye gayret gösteriyorum artık.

 

Bu yazıyı okuyan herkese ‘esselamün aleyküm rahmetüllahi ve bekâtühû'... amin.

 

Yorum yazabilirsiniz.

Yorumlarınız onaydan sonra yayınlanacak olup eposta adresiniz sitede görünmeyecektir. Lütfen hakaret içeren sözler yazmayınız.
Dr. Dogan 05.10.2009 00:45:11 civarında dedi ki:
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh Kardesim, size tesekkür ederim. Selam vermeninin bu acilimini ben de Sizin gibi düsünmemistim. Farkli bir yaklasimla sayenizde bilgilenmis oldum. Selam ve Dua ile.
0.007 sn.